Şubat 23, 2010

Sayın Başkan! Organik Tarım Projesi'ni geri istiyorum!

İstanbul Halk Ekmek (İHE) 2005 yılında beş yıllık bir öngörü ile ve takdire şayan bir cesaretle bir proje başlattı ve adına Organik Tarım Projesi dedi. Projenin değerini kelimelere sığdırmam mümkün değil, haksızlık ettiğimi bile bile özetlemeye gayret edeceğim:

Organik Tarım Projesi, Türkiye'nin gayri safi milli hasılasından (GSMH) "en az" payı alan ve bu nedenle de büyük şehirlere muazzam göç vermiş kimi illerinden, İstanbul’a, "organik" buğday sağlamak üzere geliştirilen bir projeydi ve "anlaşmalı" yani satın alması garantili bir sistemi ifade ediyordu. İHE, GSMH’dan en az pay alana iş garantisi sağlar ve ürettiğini en yüksek değerden satın alırken, bu üründen ürettiği ekmeği de gene GSMH’dan ama bu kez “en yüksek” payı alan İstanbul’a satıyordu.

Bir nevi modern zaman Robin Hood’luğuna benzetebilirsiniz, bu projeyi.

Biz, Fikir Sahibi Damaklar olarak İHE’in organik ekmeğini ve ununu çok sevmiştik, pek lezzetliydi evet, ama en çok Organik Tarım Projesi’ni Slow Food’un “iyi, temiz ve adil” prensiplerine uyumu münasebetiyle baş tacı yapmıştık.

Bu proje o kadar önemliydi ki, bizim için, anlatamam!

Bugün Açık Radyo dahil pek çok yerde konuşan, Erzurum'dan organik buğday üreticisi Nazmi Ilıcalı ile bundan 8-9 yıl önce tanıştığımda köylüsünü toprağını ekmeye bile razı edemiyordu. Bölgenin buğdayı 8-9 ay kar altında uyuduğu ve kalitesi yüksek bir una sebep verdiği için çok değerliydi, ama satılamadığından ekilemiyor ve işlenemiyordu. Daphan ovasına UNDP harikulade bir alttan sulama projesi getirdiği, memleketin geleceği tarım ve hayvancılıkta olduğu ve köylünün kendisine ait tarlaları boş durduğu halde, Ilıcalı kimseleri ikna edemiyordu. Anadolu’nun en eski buğdayı da yetiştiği halde bu topraklarda, İstanbul’un “benim!” diyen aşçıları, ekmekçileri bilemiyor, tadamıyor, bulamıyorlardı.

8-9 yıl önce ben ziyaret ettiğimde Erzurum’u, hepimiz anlamıştık ki, Nazmi Ilıcalı ikna etse bile çifçiyi ve Daphan dolusu dahi ekilse bu buğday, hala çözülmesi gereken başka problemler var: nakliye! Zira ülkemizin limanlari ve nakliye ambarları Erzurum'a gore düşünülmemiş! Hadi, nakliyeyi İran ya da Irak'tan boş dönen TIRlarla cözseler, diyelim, bu defa da İstanbul ya da benzeri bir yerde satma dertleri olacaktı, zaten. Bunu görmemek mümkün değildi.

Harikulade bir değer, orada öylesine beklemekteydi.

Bu arada buğday/un alım satıma da kabaca bir örnek vereyim ki, neden bu kaliteli unu satmak zor, anlamamız mümkün olsun: Erzurumlu fırıncı ekmek yaparken diyelim ki Konya unu kullanıyor, Trakya unu kullanıyor! Ama Erzurum unu kullanamiyor! Çünkü, Erzurumlu çifçinin bugdayını ya da değirmende çektirdiği unu alan bir fabrika yok. Ürettiği malı hak ettiği değerden satmak istiyorsa bizzat kendisi öğütecek, paketleyecek ve stoklayacak. Ekmek için son derece uygun ve organik oluşuyla ekstradan değerlenen bu ürünü, köylünün kollaması pek güç! Haliyle sadece nakit çalışılıyor. Oysa Konyalı çifçinin ununun organik olması ya da olmaması gibi derdi olmadığı gibi, hibrit tohum kullanarak bir dönümden aldığı ürünü arttırma imkanı var. Evet belki unu hep yüksek kaliteler içermiyor ama, fabrikalarda karışıma gelen basit bir üretimi pek ala da tamamlıyor. Eh, ununu da zaten un fabrikasına satıyor. Fabrika parayı trink vermiyorsa da çifçi için "güvenilir" bir iş ortağı. Bu fabrika da Erzurum'dan Istanbul'a "vadeli" un satabiliyor. Dolayısıyla Erzurumlu fırıncı ekmek yapmak icin Konya'dan vadeli un almayı tercih ediyor, zira onun da eti ne budu ne! Ekmek satacak ki, unun parasını ödesin. Böyle bir sarmal... Benim 8 yıl once muhattap oldugum resim buydu. Eminim kısa süreli bir bakışın getirdiği yüzeysellikte sundugum bu resim ama, IHE'in Organik Tarım Projesi’ne olan düşkünlüğümün arka planını anlatır size..

IHE 2005 yılında başlattığı Organik Tarım Projesi ile bu sarmalı devre dışı bıraktı ve pek değerli ancak üretilemeyen ve satılamayan bu buğdayın

1. ekilmesini sağladı,

2. eken köylüye en yüksek değerden satın alım garantisi verdi,

3. nakliye meselesini "volum" sağlayarak düzenledi,

4. geri göçü teşvik etti,

5. tum bunu GSMH’dan en büyük payı alan İstanbul'a ekmek satarak başardı.

Takdir etmemenin imkansız olduğu bir proje çıktı ortaya!

….

Bundan 6-7 ay önce, tümüyle şans eseri yemek masasında yan yana oturduğum Kadir Topbas'a, IHE'den bir dostumuz aracılığı ile aldığım tatsız bir habere dayanarak "Organik Tarım Projesi’nin ilk beş yılı bitiyor, devam edeceksiniz, di mi?" diye sorduğumda, "kesinlikle!" diye cevap vermişti. Elbette, tecrübemiz gereği, siyasilerin sözlerini tutmasını beklemiyorum, ancak, Başkan, bana hizmet etmek icin oy istemiş bir siyasi olarak, gene bana verdiği bir sözü tutmadığında benim de peşine düşmem kadar normal bir durum olamaz! Dolayısıyla, 2010 olup, daha once anlaşma yapılmış üreticilerle yeni anlaşmalar imzalanmayınca biz de, Slow Food, Fikir Sahibi Damaklar olarak harekete gectik. Ahmet Örs bir yazı kaleme aldı. Banu Ergin blog'a bir yazı post etti ve facebook'ta konuyu gündeme getirdik. Geçen gün Esra Ceyhan'ın konuğu olduğunda Başkan, sorularımızı yönelttik ve her birimiz bıkmadan mail atip duruyoruz IHE'e ve Beyaz Masa'ya.

Hatırlayalım:

Bu proje neticesinde 600+ aile köyüne "üretim yapmak üzere" dondü!

Bu proje sayesinde Nazmi Ilıcalı küsmüş bir dava adamı değil, köylüsünü yükseltmeyi başarmış bir lider.

Bu proje sayesinde Erzurum'un, Erzincan'in ve beraberinde benim şehirli cahilliğimle sıralayamadığım 8 şehrin daha "yükselen değer"i "buğday" oldu.

İHE sadece organik ekmek yapmadı.

İHE sadece lezzetli ekmek yapmadı.

İHE aynı zamanda adil bir üretim-tüketim zinciri kurdu ve takdirimizi en yüksek seviyeden kazandı.

Geçen aylarda, yıllarda nasıl özenle savunduysak, nasıl heyecanla anlattıysak İHE’i, bugun de öylesine kırgın ve kızgın anlatmalıyız bu Organik Tarim Projesi’nin rafa kaldırılışını.

Zira, İHE’in organik ekmek yapmaya devam etmesi beni "kesmiyor"

İHE’in altın ekmeği iyi güzel ama Organik Tarım Projesi gibi adil değil.

Ben Organik Tarım Projesi’nin ekmeğini yemek istiyorum.

Ben Organik Tarım Projesi’ni satın aldığım her bir somun ekmekle, satın aldığım her bir paket unla desteklemeyi istiyorum.

Ben, Erzurum'daki çifçinin ektigi atalık buğdayi istiyorum.

Onu ekmeye devam etmesinin teminatı ben olmak istiyorum.

İHE bana böyle bir firsat sunmustu.

Şimdi elimden aldı.

Sayın Başkan, Organik Tarım Projesi’ni geri istiyorum!


-Defne KORYÜREK

19 Şubat'ta Yeşil Gazete'de yayınlandı

5 yorum:

Defne Koryurek dedi ki...

konu ile ilgili okumak isterseniz:
- http://www.turktime.com/haber/-Organik-Tarim-Basladi-Ciftci-Sehre-Gocmekten-Vazgecti-/77063
- http://www.tusedad.org/haberayrinti.asp?Kod=66
- http://www.nethaber.com/Toplum/15432/Kadir-Topbas-Garantili-organik-tarim-isini-baslattik
- http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2005/08/07/683602.asp
- http://www.undp.org.tr/Gozlem3.aspx?WebSayfaNo=1800
- http://www.arkitera.com/h15235-erzurum-da-2011-seferberligi.html

safruhâni dedi ki...

Merhaba Defne Hn.
Yazınızda şöyle belirtmişsiniz; "her birimiz bıkmadan mail atip duruyoruz IHE'e ve Beyaz Masa'ya."
Buna istinaden iki adet adres bulabildim; http://application2.ibb.gov.tr/forms/beyazmasa/
http://www.ihe.com.tr/iletisim.asp

Sizden üç ricam olacak,1) Gönderdiğiniz adresler belirttiklerim mi?
2) Yazılarınızı iletebilir misiniz?
3) Ne cevap aldığınızı iletebilir misiniz?
Teşekkürler.

Defne Koryurek dedi ki...

sevgili safruhani

elbette:

- beyazmasa@ihe.com.tr ve ihe@ihe.com.tr adreslerine yolladık. ihe@ihe.com.tr adresi sıklıkla çalışmıyor ve attığımız mail'ler geri dönüyor

- yolladığım mail'lerden ilki şöyle:
"sayin yetkili,

7 Subat 2010 tarihli Sabah gazetesinde Ahmet Ors imzasiyla cikan yazidan anladigim uzere, IHE'in 5 yildir devam eden ve sehrimize gurur kaynagi yaratan "organik tarim projesi" tekrar edilmemek uzere rafa kaldirilmis.

bir Istanbullu, bir oy veren vatandas ve Anadolu ile gurur duyan bir Turkiyeli kimligimle, bu projenin devamini gormek istedigimi bilginize sunarim.

saygilarimla,
Defne Koryurek"

- cevap da şöyle geldi:
"Sayın KORYÜREK;

öncelikle duyarlılığınız için teşekkür ederiz.

İstanbul Halk Ekmek A.Ş. tarafından gerçekleştirilen Organik Tarım projesi 5 yıllık süresini tamamlamıştır.
Ancak Organik ekmek üretimimiz proje olarak devam edecektir.

Artık bölgedeki sözleşmeli çiftçilerimiz organik tarımı öğrenmiş ve organik buğday üretmeye devam edeceklerdir.
Biz İstanbul Halk Ekmek olarak bölgede organik tarımımın öncülüğünü yaptık. bölge ekonomisine katkıda bulunduk.
Bu çiftçiler hem özel sektörün hemde bizim organik un ihtiyacımızı karşılar hale gelmişlerdir.

Organik un ihtiyacımızı bu çiftçilerden temin ederek önümüzdeki yıl organik ekmeğimizi çeşitlendirmeye gideceğiz.

Bilgilerinize sunarız."

- bunun üzerine tekrar sordum:
"sayin yetkili,

cocuklugumuzdan bu yana "or'da bir koy var uzakta" deyip kendi kendini kandirmis bir ulkenin cocuklariyiz.
o kadar "o koy" bizim degildi ki, koylu cikti sehre geldi!

sizin "organik tarim projeniz" sayesinde bu sehir "o koy"e sahiden sahip cikma sansi yakalamisti.

bu projenin devami icin kime dilekce vermeliyiz?

saygilarimla,
Defne Koryurek"

hala hic bir cevap alabilmis degilim.

bu arada, sevgili safruhani, acaba adınızı alabilir miyim? online yazışırken ismen hitap edememek bir yapaylık yaratıyor, içtenlik yerine..

hürmetler,
D.

safruhâni dedi ki...

cevabımı aldım.
Teşekkürler.
Orkun Günay

HÜLYA ERDOĞAN dedi ki...

BEN DE ORGANİK TARIM PROJESİNİ GERİ İSTİYORUM. ZENGİN KENTLİ İNSANLARIN GARİP ANADOLU ÇİFTÇİSİNE BİR DESTEĞİ OLAN BU PROJEDE ORGANİK BUĞDAYLARIMIZA MÜŞTERİ BULMUŞTUK. 2 YILDIR BUĞDAYIMIZI SATAMIYORUZ. SAYIN TOPBAŞ PROJEYE GERİ DÖN BİZE VE BİRLİĞİMİZ ÜYELERİNE DESTEĞİNİ VER DİYORUZ. SAYIN DEFNE KORYÜREK BİZE VERDİĞİNİZ DESTEĞE TEŞEKKÜR EDERİZ.