Eylül 04, 2010

Balıkçımızın dilinden "kırmızı çizgilerimiz":

(bu metni İstanbul Birlik gözden geçirecek, eksik gördüğü ne varsa eklenecek ve dahilinde yer alan 32-33 kooperatife görüş almak üzere yollayacak)

"Sürdürülebilir balıkçılık:
Hem göç eden hemde yerli balık stoklarımız aşırı avcılık baskısı altında günden güne eriyor dönemsel patlamalar hariç av miktarı sürekli bir düşüş eğilimi gösteriyor. Ne kadar balığımız olduğunu ve ne kadarını avlamamız gerektiğini bilmiyor, olsa olsa böylesi doğrudur anlayışı ile sezonu sadece göç ve üreme mevsimlerine göre belirliyoruz.
Bu sistemin hızla terk edilerek Stok tespiti ve stok yönetimine geçmemiz konusunda mücadele etmek gerekmektedir. Bu sistemin olmazsa olmazlarından biri denizdaş komşularımızla işbirliğine girmek birlikte hareket etmemizdir. Sistemin hayata geçirilmesi ile birlikte tür başına kotalar belirlenecek ve gelecek sezon avcılığı hakkındaki karamsar kuşkularımızdan kurtulmuş olacağız.

Sucul kaynakların hakça paylaşımı:
Mevcut balıkçılık sistemimiz küçük ve büyük balıkçı arasınd bir farK görmemekte mevzuat ve yasalar karşısında eşit muamele yapmaktadır. Av sezonunun açılmasının küçük balıkçı için kapanması anlamına geldiği hepimizin malumudur.
Ağır borç stoğu altında ezilen Gırgır balıkçıları üzerlerinde baskılar nedeni ile geleceklerini\geleceğimizi düşünmeden avcılık yapmakta ve küçük balıkçının denizde var olma ve avlanma hakkına saygı göstermemektedir. Bu konuda onlarca yüzlerce örnek hepizin malumudur.
Küçük balıkçı kooperatiflerinin ya parakende balık satış yerleri yoktur yada ticari olarak kötü yerlerde satış yapmaktadırlar. Gerekli yasal düzenlemeler bir an önce yapılarak, yerel yönetimlere talep halinde ticari açıdan uygun satış yerleri gösterme zorunluluğu getirilmelidir.
Balık hallerinin yönetimine birlikler katılmalı, birliklere hallerde ücretsiz satış yerleri verilmelidir.


Tebliğ'lere sahip çıkılması ve delinmemesi konusunda mücadele:
Hepimiz tebliğ'leri zaman zaman eleştiriyoruz. Bu eleştirilerimizin çoğunun haklı sebepleri olsada bir bütün olarak balikçılık yönetimi konusunda iyi niyetli ve korumacı anlayışla hazırlandığını unutmamalıyız. Ege'de uluslararası suların avcılığa açılmasının sonuçlarını hep birlikte gördük. Boğazda avcılık lehine talep edilen yeni düzenlemeleri ise yine hepimiz biliyoruz.
Her ne olursa olsun, tebliğlere tavizsiz sahip çıkmalı ve avcılık lehine yapılan ara düzenlemelere karşı çıkmalıyız.

Bu 3 konunun temel ve vazgeçilemez olduğunu düşünüyor ve tartışmaya açıyoruz. Bu tarışmanın sonuçlarına göre çıkaracağımız metni ise tüm türkiyede küçük balıkçı tarafından tarışılır hale getirmek için mücadele etmenin şart olduğuna inanıyoruz."

Hiç yorum yok: