GDO ihtimalinden uzak 30 gün orucumuz yarın sona eriyor.
Fikir Sahibi Damaklar google grubu yazışanları, Slow Food TR/Fikir Sahibi Damakalar konviviyumu üyeleri ve eminim siz, bu sayfaların takipcisi okur, elbette yediklerimize dikkat ediyor, her lokmamızı özenle seçiyoruz zaten.
Ancak bu 30 günlük oruç bize gösterdi ki undan, çikolataya, etten tavuğa, balığa, baklavadan, biraya, çocuk mamalarından raflar dolusu içeceğe hemen her endüstriyel üretim gıdada ve pek çok zanaat usulü olmasına güvendiğimiz lezzette GDO tehditi mevcut!
Malesef ülkemizin yasaları bu tehditten bizi korumaya hazırlıklı değil, henüz.
Bugün çocuklarımız reklam filmlerinin, reklamlara aracılık eden populer karakterlerin, yemek yazarıymış gibi yapan köşe sahiplerinin ve daha pek çok şeyin tarif ettiği bir etki alanındalar. Geçen gün, toplantıda, anlatıyorlardı: Tire'li canım karadut üreticisi bir kadının oğluna kahvaltı etmesi için nasıl Nesquik rüşvet verdiğini...
Oysa 30 günlük tecrübemiz, bize, "yerli" endüstriyel üreticinin "tüketici reaksiyonuna" kulağını tıkamadığını da gösterdi. Biz istersek değiştirebileceğimizi bu gidişi, hissettik.
Ülkemizin yasaları, evet, hazırlıklı değil bizi GDO'dan korumaya, ama çocuklarımızı korumak kimseye bırakılacak şey de değil zaten, bunu hatırladık.
Tükettiğimiz gıdayı sorgulamak önemli.
Sorguladığınız üreticinin verdiği cevapla yetinmemek, önemli.
Verilen cevabı tekrar tekrar sormak ve aklımıza yatana kadar sorgulamaya devam etmek çok, çok önemli.
Biz, tüm bunun yapılabileceğini tecrübe ettik, sizler de edin diye yazdık, ekledik bu blog'un sayfalarına.
İşimiz henüz bitmedi.
Sorgulamaya devam ediyor ve hatta Tübitak labaratuarlarının sağladığı imkanları araştırıyor ve tüketici dernekleriyle işbirliği imkanları konuşuyoruz. Bu 30 gün bize ilham verdi, yol gösterdi. Endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuzu idrak ettirirken, bu 30 gün, ayrıca geleceğin sadece ve sadece bizim elimizde olduğunu da hatırlattı.
Çocuklarımız gerçek gıdayı hak ediyorlar.
Biz bu gıdaya sahip çıkmaya kararlıyız.
Bu 30 gün niyetimizi sizinle paylaşmamıza, fikrimizi yaymamıza vesile oldu.
Dolayısıyla her oruç gibi bu oruç da bir bayramla taçlandırılmayı hak ediyor diyor ve çağırıyoruz:
Çarşamba ve/ve ya Perşembe gecesi ailenize bir masa kurun ve seçtiğiniz her ürünü niyesi ile tarif edin, fotoğraflayın. GDO'dan uzak, ihtimalinden bile ırak beslediğiniz yakınlarınızla beraber gülümseyin kameraya ve bize yollayın. Yerel/yöresel ürünlere ağırlık vereceğinize güveniyorum ancak endüstriyel bir ürünü de bu masaya koymak isterseniz, iyice emin olun "doğru" ürün olduğundan.
Hadi, gösterin bir tüketici olarak değerinizi!
Hadi, gösterin bir anne olarak özeninizi!
Hadi, erkekler, gösterin alın terinizin karşılığı parayı gerçekten hak eden gıda hangisi?
Hadi dostlarım, GDO'dan ırak, gerçek gıda ile beslenmenin tercihimiz olduğunu hep birlikte gösterelim, gerçek gıdayı paylaşalım, bir bayramı böyle beraber kutlayalım.
Gerçek gıdaya sahip çıkma yolunda kat edeceğimiz daha çok yolumuz var, ama önce sofralarınızı açın bize ve gösterin: "biz gerçek gıda tüketiyoruz!" deyin.
Hadi!
- Defne KORYÜREK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder