Balıkçımızın dilinden "kırmızı çizgilerimiz":
(bu metni İstanbul Birlik gözden geçirecek, eksik gördüğü ne varsa eklenecek ve dahilinde yer alan 32-33 kooperatife görüş almak üzere yollayacak)
"Sürdürülebilir balıkçılık:
Hem göç eden hemde yerli balık stoklarımız aşırı avcılık baskısı altında  günden güne eriyor dönemsel patlamalar hariç av miktarı sürekli bir  düşüş eğilimi gösteriyor.  Ne kadar balığımız olduğunu ve ne kadarını  avlamamız gerektiğini bilmiyor, olsa olsa böylesi doğrudur anlayışı ile  sezonu sadece göç ve üreme mevsimlerine göre belirliyoruz. 
Bu sistemin hızla terk edilerek Stok tespiti ve stok yönetimine geçmemiz  konusunda mücadele etmek gerekmektedir. Bu sistemin olmazsa  olmazlarından biri denizdaş komşularımızla işbirliğine girmek birlikte  hareket etmemizdir. Sistemin hayata geçirilmesi ile birlikte tür başına  kotalar belirlenecek ve gelecek sezon avcılığı hakkındaki karamsar  kuşkularımızdan kurtulmuş olacağız.
Sucul kaynakların hakça paylaşımı:
Mevcut balıkçılık sistemimiz küçük ve büyük balıkçı arasınd bir farK  görmemekte mevzuat ve yasalar karşısında eşit muamele yapmaktadır. Av  sezonunun açılmasının küçük balıkçı için kapanması anlamına geldiği  hepimizin malumudur. 
Ağır borç stoğu altında ezilen Gırgır balıkçıları üzerlerinde baskılar  nedeni ile geleceklerini\geleceğimizi düşünmeden avcılık yapmakta ve  küçük balıkçının denizde var olma ve avlanma hakkına saygı  göstermemektedir. Bu konuda onlarca yüzlerce örnek hepizin malumudur.
Küçük balıkçı kooperatiflerinin ya parakende balık satış yerleri yoktur  yada ticari olarak kötü yerlerde satış yapmaktadırlar. Gerekli yasal  düzenlemeler bir an önce yapılarak, yerel yönetimlere talep halinde  ticari açıdan uygun satış yerleri gösterme zorunluluğu getirilmelidir.
Balık hallerinin yönetimine birlikler katılmalı, birliklere hallerde ücretsiz satış yerleri verilmelidir.
Tebliğ'lere sahip çıkılması ve delinmemesi konusunda mücadele:
Hepimiz tebliğ'leri zaman zaman eleştiriyoruz. Bu eleştirilerimizin  çoğunun haklı sebepleri olsada bir bütün olarak balikçılık yönetimi  konusunda iyi niyetli ve korumacı anlayışla hazırlandığını  unutmamalıyız. Ege'de uluslararası suların avcılığa açılmasının  sonuçlarını hep birlikte gördük. Boğazda avcılık lehine talep edilen  yeni düzenlemeleri ise yine hepimiz biliyoruz.
Her ne olursa olsun, tebliğlere tavizsiz sahip çıkmalı ve avcılık lehine yapılan ara düzenlemelere karşı çıkmalıyız.
Bu 3 konunun temel ve vazgeçilemez olduğunu düşünüyor ve tartışmaya  açıyoruz. Bu tarışmanın sonuçlarına göre çıkaracağımız metni ise tüm  türkiyede küçük balıkçı tarafından tarışılır hale getirmek için   mücadele etmenin şart olduğuna inanıyoruz."
Eylül 04, 2010
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder